Merhaba dostlar. 

Bugün sizinle çeşitli toplantılarda, sohbetlerde ilk söylediğimde tepki çeken bir konu hakkında düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. 

Ben diyorum ki İnsan kaynakları çalışanları en büyük tiyatroculardandır. 

Bunu duyunca meslek dışında olanlar evet, kesinlikle tiyatrocular, bizi sürekli kaldırıyorlar şeklinde yorumlar yapıyorlar. Hatta bazı meslektaşlarımız bile ne dediğim hakkında düşünmeden, Bizim neremiz tiyatrocu diyorlar. 

Konuyu açalım. 

Tiyatroda bir terim vardır. Ne olursa olsun sahne devam etmeli. Peki arkadaşlar bizde farklı mı? Öncelikle şirket içi çalışanları düşünelim. Siz belki o gün çok kötü bir gün geçiriyorsunuz, belki eşinizle, arkadaşınızla, patronunuza kavga ettiniz veya sağlık problemleriniz veya maddi problemleriniz var. Siz de bir insansınız, bazı sıkıntılar yaşıyorsunuz.  

O sırada kapı çalınıyor ve içeri arkadaşı ile tartışmış, hatta çok basit bir problemden dolayı canı sıkılmış bir çalışan geliyor. Size diyor ki, şunlar, şunlar, şunlar oldu. Peki siz nasıl davranacaksınız? Belki de patronunuzu kötülüyor. Patronla ilgili bir sorun yaşamış, müdürü ilgili bir sorun yaşamış belki de 2 dakika önce siz o patrondan tartıştınız, canınız sıkkın. Siz ne yapıyorsunuz? içeriye çalışan girdiğinde yüzünüzdeki o üzüntülü, sıkıntılı kasvetli hali atıyor, bütün problemleri geride bırakıyor, yüzünüze bir gülümsemeyle buyurun diyerek çalışanı misafir ediyor, onunla sohbet ediyor, problemi ne dinliyor, çözüm bulmaya çalışmıyor musunuz. Siz burada Son derece güzel bir tiyatro oynamıyor musunuz? 

Bul neyse, bu işin en basit kısmı yüzünüze bir maske takarak konuşmak. Peki tiyatrocular. 2 saat sahnede oynuyor bir konu anlatıldığında sanki ilk defa duyuyormuş gibi tepki gösteriyor, Kahkaha atıyor, ağlıyor, 2 saat sonunda pert olmuş bir şekilde lobiye geri gidiyorlar. Veya siyasetçiler seçim dönemlerini çıkıyor 2 saat miting yapıyor, perişan bir halde evine dönüyor. Peki insan kaynakları özellikle işe alımda çalışan arkadaşlarımız ne yapıyorlar? Günde 7-8 mülakat yapıyorlar. Yani günde en az 6-7 saat mülakatlarla vakit geçiriyorlar. Mülakata başlarken bir önceki mülakatı, her şeyi unutuyor sanki karşısındakiyle Dünyanın en özel insanı oymuş hissini verecek şekilde daha evvel de bahsettiğimiz sıkıntıları, problemleri yok farz ederek, gün içinde yapmış olduğu tüm mülakat yorgunluklarını atarak, adayın karşısına oturuyor. Son derece yüksek bir enerjiyle onu dinliyor ve en önemlisi son derece uyanık bütün algıları açık bir şekilde adayı analiz etmeye çalışıyor. Şirket bünyesine en uygun en doğru kişiyi bulmaya çalışıyor.  

Düşünün sizler de birçok mülakata gittiniz, karşınızda enerjisi düşmüş, bitmiş, sizinle ilgilenmeyen, konuşacak hali kalmamış bir ik görevlisi görmek ister misiniz? Zaten böyle bir görevli görseniz bu sefer bir mail atarsınız ya da sosyal medyadan yorum yazıp şirketi kötülersiniz. İK direktörü de bu sefer o arkadaşa fırça atar.  

Düşünün bu görevli uzman arkadaş tüm bu mülakat sürecinden sonra, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor, sosyal hayatına devam ediyor, evine gidiyor, yaşamını sürdürüyor. Bir deneyin isterseniz? 2 saat birisiyle aralıksız konuşun veya 2 saat bir arkadaşınıza full konsantre olarak dinleyin. Bakalım ne olacaksınız ve bunu tüm iş hayatınız boyunca her gün 6-7 saat yapın. İnanın ki bu hiç kolay bir şey değil ve inanın en büyük tiyatrocular, en büyük siyasetçiler bile bu performansı göstermekten zorlanırlar. 

 

 Onun için ben diyorum ki İnsan kaynakları çalışanları en büyük tiyatroculardandır.